Uzmanlar diyor ki bu dönemde çocuk dünyayı ve kendi yeteneklerini keşfedecek, sınırları esnetin ama tamamen de kaldırmayın. Sonra tepenize çıkar :) Şaka bir yana sınırların varlığı ona güven verecekmiş.
Hal böyle olunca her istediğine evet demiyoruz sevgili anneler. Tamamen yasak olanlar bir yana, aman alışmasın diye konulan " hayır"lar konusunda ben biraz gevşeğim sanıyorum.
Bizim Helocan bir süredir taktak (süpriz yumurta) sevdasına tutuldu. Youtube'da videolar bile var, süpriz yumurtaları açıyorlar, çıkan oyuncakları gösteriyorlar. Her gün bir yumurta satın almak istiyor. Tabi ki hep almamamız lazım ama...
Mesela bu gün sabah kalkar kalkmaz başladı. Anne barkete gidelim taktak alalım diye. Daha açılmadı ayağına yatıp bir süre oyaladım. Tabi bu talebini bir kere söyleyip vazgeçiyor zannetmeyin, en az bi otuz tekrarı var.
Sonraki savurma cümlesi, her gün alamayız. Parayı biriktirelim büyük oyuncak alalım. Tamaaam diyor da hala aklı taktakta. Sonra defalarca yine sorar ve asla unutmaz. Şimdi uyku zamanı, yok baban gelincd gideriz, hadi şunu yapalım bıdı bıdı bıdı.
En sonunda akşam üstü markete gidince, gitmeden önce sayıkladığı başka bir oyuncağı almaya niyet ettim. Yeter ki taktak olmasın diye. Yolda başladı yine taktak alalım? , ben de saf anne tuzağına düştüm. Ya yumurta ya oyuncak birini seç. Anne ben oyuncak isteyeye (istemiyo) taktak alalım.!!! Sonunda aldık, gün içinde en az iki yüz kere söylemiştir. Kavuşunca çok mutlu oldu olmasına da eve gelince kocadan azarı yedik her istediğini yapıyormuşum diye :/
Ben de dedim ki sen tabi iki üç saat mücadele ediyorsun gel de tüm gün diren bakalım. #direnanne
Gerçekten yolda, orda burda çocuğun parmağında oynattığu bir anne görürseniz
A) ya bu anne yapmadığında başına gelecekleri çok iyi biliyordur ve buna dayanacak gücü yoktur
B) ya da o gün için artık daha fazla direnecek gücü kalmamıştır.
Lütfen anlayış gösteriniz, cıks cıkslarınızı ağzınızın içinde tutunuz :)
Dipnot: o kadar da kukla değilim gerçekten, yeri geliyor yerlere yatıp ağlamasına göz yumuyorum yapmamak için.
No comments:
Post a Comment